21 Nisan 2014 Pazartesi

İlk Mimarlık Bürolarının İzinde: Erken Cumhuriyet Döneminin İş Merkezi Karaköy


Zafer Akay, Ahmet Ardıçoğlu

Erken Cumhuriyet dönemi İstanbul'unun en önemli iş merkezi olan Karaköy, mimarlık bürolarının toplandığı bir bölgedir. Karaköy ya da Galata dışında adresi belirlenebilen mimarlık büroları istisna sayılabilir. Tarihi yarımada ile Beyoğlu yakasının düğüm olmasının ötesinde, batıya açılma sürecinde Karaköy rıhtım ve gümrük alanının oluşması, rıhtım çevresinde batıdan ithal edilen ürünlerin perakende ticareti yoğunluğunun çevresinde, yeni finans kavramlarıyla birlikte yeni bir iş ortamının ortaya çıkışının da habercisidir. Sarayın Dolmabahçe'ye taşınması da Karaköy'ün stratejik önemini artıracak bir gelişmedir kuşkusuz. 19. yüzyılın ikinci yarısında, tarihsel yarımadanın gayrı müslim sarraflarının ve büyük tüccarlarının, İstanbul'a giderek yerleşen Levanten iş adamlarının yanında toplanmaları, Karaköy'de kentin yeni finans ve iş merkezinin oluşmasının önemli bir etkeni gibi görünür. (Akın 1998: 34-36) Bankalar, bankerler, avukatlık büroları, ithal malların kalabalıkları çekmeye başladığı derme çatma hanlar ve çarşıların çevresinde oluşmaya başlayan çok katlı yeni iş hanlarında yerlerini almaya başlarlar. İstanbul'un ilk batılı anlamda iş merkezi olan bir bölgede mimarların da, işverenlerine yakın olarak yerlerini almaları çok doğaldır. Mustafa Reşit Paşa'nın 1836 tarihli raporunda belirtildiği gibi, "Avrupa'da cari olan tarz-ı cedide göre" çok katlı apartman ve iş hanlarına izin verilmesi de kentin bu bölümlerinin hızla farklılaşmasına neden olacaktır. (Cezar 1991: 188) Özellikle 1890'lardan başlayarak, İstanbul'un hızla gelişmekte olan "batılı" semtlerini oluşturan apartman ve iş hanlarının yatırımcıları olan bu kuruluşların hemen yakınında ilk "mimarlık büroları" da oluşmaya başladılar.

Erken Cumhuriyet döneminin mimarlık bürolarına ilişkin bilgi kaynaklarımız 1931 yılında, sonradan Arkitekt adını alacak olan Mimar dergisinde yer alan, Güzel Sanatlar Birliği Mimarlık Şubesi üye adres listesi (Ark. 1931/2: 83-84) ile kurumsal anlamda devamı sayılabilecek Türk Yüksek Mimarlar Birliği'nin 1940 yılında yayınlanmış katalogunun sonundaki adres listesidir. Burada, kentin bu bölümünün zaman içinde geçirdiği başkalaşıma da değinerek, bu iki adres listesinden yola çıkarak Cumhuriyet dönemindeki mimarlık bürolarının ortamlarını yansıtmayı amaçlamaktayız. Yer yer, gerektikçe kökenlere inmek ve Karaköy'deki bu mimarlık büroları geleneğinin önceki yıllarını aydınlatmak adına, 1869'den başlayarak 1929'a kadar süren ve tarafından karmakarışık ortaklık yapıları Hasan Kuruyazıcı tarafından titizlikle derlenmiş olan Annuaire Oriental'deki mimar adres kayıtlarına da başvurduk. (Kuruyazıcı 1999-2: 41-45)
Bu büroların bulunduğu hanların en eskilerinden biri, farklı odalarında 3 ayrı mimarın çalışmış olduğu, 1930'larda Büyük Millet Han,  yapıldığı yıllarda ise "Hastahane" Han adını taşıyan Büyük Balıklı Han'dır. Karaköy'ün merkezinde Kemeraltı Caddesi üstünde yer alan Büyük Balıklı Han, 15. yüzyıldan bu yana hastane olarak kullanılan bu alanda, son olarak burada bulunan Büyük Balıklı Hastanesi'nin yerine, 1875'de Balıklı Rum Hastanesi'ne akar olmak üzere, mimar Aristidi Ratzi’nin projesi ile yapılmıştır. (Şenyurt, 2012: 204) Han, eski Osmanlı han tipolojisini sürdüren, ancak 3 katlı ve bu kez üstü kapalı bir avlu çevresinde dizilmiş odalardan oluşur. (Gülenaz 2010: 169) 1931 yılında hanın 3. katındaki 42 numaralı odada bulunan Dimitri Peçilas hakkında Arkitekt'te 1935 yılında yayınlanan bir vefat haberinden bilgi alabilmekteyiz. Neoklasik çizgide eserler verdiği anlaşılan Peçilas'ın projelerine yer vermeyen Arkitekt, haberde Akademi'den 1900 yılında mezun olduğunu, "birçok binalar vücude getirdiğini" ve "bütün hayatınca dürüst ve namuslu bir insan olarak yaşadığını" belirtmiştir. (Ark. 1935/9: 278) Peçilas'ın tasarımları arasında bilebildiğimiz tek örnek, bürosu yine aynı hanın 72 numaralı odasında bulunan Viktor Adamantidis ile ortak yapıtları olan Asmalı Mescit Sokak no:19-21'deki S. Önay Apartmanıdır. (Şenyurt, 2012: 201) Bu ikilinin ortaklıklarının aslında oldukça eskilere dayandığını Annuaire Oriental'deki adres kayıtlarından öğrenebilmekteyiz. Bu kayıtlara göre, 42 numaralı odanın 1908-1914 arasında, ve 1926-1928 arasında ikili tarafından ortak kullanıldığı, hatta başlangıçta Ulysse Puskullu'nün de ortaklar arasında olduğu anlaşılmakta. (Kuruyazıcı 1999-2: 44) AO'deki en eski adres kaydı olarak, yapının Hastahane Han adını taşıdığı 1911-13 yılları arasındaki A. Demetrakopoulo - Belisaire Makropoulos ortaklığına rastlanmakta. (Kuruyazıcı 1999-2: 44)

1900'de Ecole Speciale d'Architecture Paris'ten mezun olan Adamantidis, erken cumhuriyet döneminde neoklasik tarzda etkinliğini sürdüren mimarların en tanınmışlarından sayılabilir. Arkitekt'te yayınlanan, Şevki Balmumcu tarafından kaleme alınmış detaylı biyografisinde kişiliği ve yapıtları  hakkında bilgi bulunabilen Adamantidis'in önemli yapıtları arasında İstanbul Vali Konağı, Bankalar Caddesi'ndeki Ankara Han ve Beşiktaş'taki Tütün Deposu sayılabilir. (Ark. 1948/1-2: 46-47, 51) İstiklal Caddesi ve çevresindeki apartmanlarda, özellikle Luvr Apartmanı'nda neo-barok bir çizgi izlenebilir. Adamantidis'e 1930'ların sonunda ise Seyfi Arkan'ın tasarladığı Bozok ve Erdener villalarının müteahhiti olarak rastlıyoruz.

1940 yılında ise, bu kez 2. katta bulunan 38 numarada bir başka Rum kökenli mimar olan Toma Ağaoğlu'nun (önceleri Agaliyadis) adına rastlıyoruz. SN 1904 mezunu olan Agaliyadis hakkında Yeniköy Rum Okulu'nun tasarımcısı olması dışında çok sınırlı bilgiye sahibiz. Agaliyadis 1931'de de ise buraya oldukça yakın olan Küçük Han no:6 adresinde bulunmaktadır. Küçük Han, o dönemde bu bölgede bulunan Havyar Han'ın arkalarında kalan küçük bir sokak olan Yemişçi Hasan Sokak no: 7'de bulunan yapı olmalıdır. Hanın 2. katındaki, köprü görüşüyle değer kazanmış olan 6 numaralı oda, bugün özgün doğrama ve ahşap yer kaplamalarıyla iyi korunmuş bir mekandır. Ancak 30'lu yıllarda Havyar Han'ın çevresindeki irili ufaklı yapıların yapıya dokunurcasına yakın oldukları dikkati çekmektedir. Burası Agaliyadis'in kullandığı sıralarda, büyük olasılıkla karmaşık sokaklar arasında kalmış bir mekandı.

Karaköy Meydanı, 1958 Öncesi ve Sonrası

1920'de inşa edilen Giulio Mongeri'nin "neo-bizanten" tasarımı, Karaköy meydanının simgesel yapısı Karaköy Palas'ta ise, 1931'de, müteahhitlik yaptığını bildiğimiz SN 1919 mezunu Yahya (Ahmet Bali)'nin bürosu bulunmaktaydı. Yapıldığı yıllarda Banca Commerciale Italiana adlı bankanın yer aldığı binanın, o dönemde meydana değil, fazla geniş olmayan, Bankalar Caddesi'nden gelen tramvayın dönerek devam ettiği, Yüksek Kaldırım Caddesinin uzantısına cephe vermiş oluşu ilginçtir. (Ergüder 2011: 307) Yapının bilinen tek mimar kiracısı, başkent'in ilk önemli yapılarından, daha sonra Maliye Bakanlığı olarak kullanılan "Başvekalet" binasının müteahhiti olarak rastladığımız Yahya Ahmet Bali'nin diğer çalışmaları hakkında pek bilgi sahibi değiliz.

Karaköy'ün Haliç tarafında, bugün Tersane Cad. no: 5'te bulunan Nordstern Han'ın 3. kattaki 28 numaralı odasında, 1940'ta GSA 1932 mezunu Reşat San'ın faaliyet gösterdiğini biliyoruz. Reşat San, ortağı Celal Biçer ile birlikte tasarladıkları Ankara Polis Koleji ve Kutlu Kira Evi gibi Arkitekt'te yayınlanan Ankara çalışmaları daha iyi bilinen, varlığı yine Arkitekt'te yayınlanan biyografisinden öğrenilen İstanbul'daki çalışmaları pek bilinmeyen bir mimardır. (Ark. 1979/4: 158-159)
1956'da Menderes operasyonlarının ilk aşamasında yıkılan Karaköy Han'ın kiremit ve doğramaları sökülürken. Yıkım sonrasında Nordstern Han meydanı tanımlayan bina haline geldi.

Bir dönem Banco di Roma Binası olarak da anılan Nordstern Han'ın, mimarı bilinmemekte, ancak Cezar tarafından Siena'daki geç gotikten rönesansa geçiş döneminin özelliğini yansıtan Palazzo Spannocchi'ye olan benzerliği dolayısıyla İtalyan bir mimar olması gerektiği öne sürülmekte. (Cezar 1991: 227) Karakteristik cephesiyle bugün Karaköy Meydanı'nı belirleyen yapılardan biri haline gelen Nordstern Han, 1940'larda Karaköy Hanı'nın arkasında kalmaktaydı. Daha eski fotoğraflarda görülebilen Komisyon Han'nın 1913'te yıkılmasıyla 1921'de yerine yapılan, (Ergüder 2011: 228) Eski Borsa olarak da anılan Karaköy Han 1950'lerin ortasında Menderes Operasyonları olarak tanımlanan, istimlak ve yıkımların ilk aşamasında, ortadan kaldırılmıştı. Bu operasyonda yalnız Vagon-Li binası olarak da bilinen Vedat Tek'in Seyrü Sefain Binası Galata Köprüsü'nün varış noktasındaki darlık nedeniyle yıkılmakla kalınmamıştı. İstanbul'un kayıplar listesinde pek üst sıralarda yer almayan, arkasındaki Mehmet Ali Paşa Hanı ve Haliç boyundaki çok sayıdaki bina da olasılıkla ferahlık yaratmak adına temizlenmişti. Aydın Boysan Karaköy'deki bu operasyonu şöyle tanımlıyor: "Tünel'in önündeki sokak daracıktı. 1950'li yıllarda bir yapı adası dizisi kamulaştırılıp yıkıldı, yol genişletildi, cadde oldu. Galata köprüsü karşısındaki bir yapı adası aynı şekilde genişledi." (Boysan -Boysan, 2012: 37) Aslında köprü girişinde çok da dar olmayan bu koridorun yetersiz bulunması Menderes yıkımları için Doğan Kuban'ın yaptığı tanıma çok uygundur: "Yeni yollar, bazı pratik zorunluluklara çare bulmak ve hesaplanabilir bir projeksiyon içinde yeni öneriler geliştirmek şeklinde değil, politik despotizmin keskinliği ile gerçekleşmiştir." (Kuban 1994: 390) 

1937'de Karaköy Meydanı hava fotoğrafı. (Ark. 1937/10-11: 283) 
 Burak Boysan ise "Menderes imarının haletiruhiyesini", aklından istimlak hiç çıkmayan bir başbakanın "her şeye rağmen" yapılacak olan harekatının stratejisini şöyle tanımlar: "Farklı bir dönemin başladığını gözler önüne sermenin belki de en kestirme yolu İstanbul'un yüzyıllardır süregelen rehavetinin silkelenmesi ve hiç değişmeyeceği sanılan yapısının bir anda altüst edilmesiydi." (Boysan - Boysan, 2012: 138)






Yürütülen bütün bu operasyonların ilginç bir yanı da belirli bir siyasi muhalefetle karşılaşmış olmasına karşın, mimar ve plancıların tepkilerinin oldukça zayıf kalmış oluşudur. Haluk Şehsuvaroğlu gibi bazı tarihçilerin ve yeni kurulmuş olan Mimarlar Odası'nın net tavrı, mesleğin birçok önemli üyesi tarafından paylaşılmamıştır. (Ceyhan, 2006: 33-38) Adliye Sarayı konusundaki korumacı tavrı ile tanınan Sedat Çetintaş'ın, 1951'de Cumhuriyet'te yayınlanan yazılarında "imarcılık adına çalışan kör kazma" diyerek tanımladığı operasyonları, 50'lerin sonunda DP milletvekili olarak "Mamure Haline Gelen Bir İstanbul" başlıklı yazısıyla savunması gerçekten ibret vericidir. (Çetintaş, 2011: 512-515)

Meydanının 1964 sonrasındaki "şapkalı" alt geçitler ile bir yeraltı yaya dünyası olarak düzenlenmesi.

Anlaşılıyor ki, 1958'de, oldukça iyi çalışan bir tramvay ve deniz ulaşım sistemi olan kentin en önemli deniz transfer noktalarından biri olan Karaköy'de, otomobil trafiğinin yıkıcı damgası, "bir anda" ve çok sert bir biçimde vurulmuştu. Bu bölgeler halen, herhangi bir tanımlı açık alan kullanımına kavuşmamış yıkıntı alanı görünümünde. Yapılan müdahalenin gerekliliği bir yana, müdahale sonrası düzenlemelerin yetersizliği de bir başka tartışma konusudur. Karaköy Meydanı'nın içinde bulunduğu boş vermişliği anlamamıza, Menderes'in "şehrin görkemli tarihini umursamayan bir bağnazlıkla sakatlanmış" olduğunu söyleyen Aydın Boysan'ın yorumları kuşkusuz çok yararlı olacaktır:

"İktidara geçişlerinin üç-beş gün sonrasında, Atatürk döneminde türkçe okunmaya başlanmış ezanı Arapça'ya çevirtenler, imar işlerinde bile din ticaretini elden bırakmamışlardı. "Beyoğlu'na karşı İstanbul" sloganı ortaya atıldı. Bu deyim 6-7 Eylül 1955 barbarlıklarının kalıntısıymış gibi gözüküyordu. "Vatan Cephesi" kurarak halkı bölmeye girişenler, şehrin semtlerini de birbiri karşısına getirmeye çalışmaktan çekinmiyorlardı." (Boysan 2004: 30)

Bu ortamda, Menderes'in "bir metre gavur kaldırımı yapmadım" sözü, Karaköy'ün bu "imar darbesi" sonrasındaki halini açıklamak için oldukça yararlı olabilir gerçekten. "Vatandaş Türkçe konuş" kampanyasıyla Vagon-Li'nin taşlanmasıyla başlayan süreçte, önce "Varlık Vergisi" ile ekonomik, sonra da fiziksel olarak çökertilen İstanbul'un "gayrı müslim" yüzünden sonunda bir metre kaldırım da esirgenir. Nordstern Han'ın Haliç tarafında tam karşısında, Mehmet Ali Paşa Hanı ve arka sırasındaki yapıların yıkılmasıyla Haliç'e bakan kısmen sağır cephesi ortaya çıkan Ahen-Münih Han da bu plansız yıkım operasyonunun talihsiz kurbanlarından kuşkusuz.

Bugün Kürekçiler Kapısı Sokak no: 1'de yer alan ve bugün Karaköy PTT Ek Binası olarak bilinen Ahen-Münih Han'da 1931'de SN 1915 mezunu Zühtü (Başar)'ın bürosu bulunmaktaydı. Ahen-Münih Han, Karaköy PTT Binası olarak kullanılan komşusu Manhaym Han gibi Markos Langas tarafından oldukça modern bir anlayışta tasarlanmıştı. Sütlüce Mezbahası'nın mimarları arasında sayılan Langas'ın üstünde isim tabelası olan başka birçok yapısı belirlenmiştir. (Şenyurt 2012: 191) Aynı zamanda müteahhit olarak da çalışmış olan Langas'ın ismine Hacopulo Pasajı'nda Perpignani ile olan gibi ortaklıklarda sıkça rastlanır. (Kuruyazıcı - Şarlak 2011: 177) Langas'ın 1931 tarihli adres listesinde bulunmaması olasılıkla bu tarihten önce vefat etmesinden kaynaklanmaktadır. AO kayıtlarında ise, Ahen-Münih Han'a 1928 yılında, 2-3 nolu odalarında Giulio Mongeri'nin Konstantin Pappas ile ortak olduğu, son adreslerinden biri olarak rastlanmaktadır. (Kuruyazıcı 1999-2: 45) Erken modernist deneyler olan Eminönü ve Kadıköy'deki Kurukahveci Mehmet Efendi yapılarıyla ve eski eser restorasyonu faaliyetleriyle tanınan Zühtü Başar hakkında ise 1941'deki vefatının ardından Arkitekt'te yayınlanan kısa biyografisinden yaşamı hakkında bilgi edinebilmekteyiz. (Ark. 1941/9-10: 238)


Menderes yıkımlarının ilk aşamasında ortadan kaldırılan Vagon-Li binası ve Mehmet Ali Paşa Han'ın arkasında Ahen-Münih Han'ın kısmen sağır cephesi. 
Menderes operasyonlarının önemli bir aşamasını oluşturan Karaköy- Kabataş arasındaki Kemeraltı Caddesi'nin genişletilmesi buradaki oldukça büyük bir yapı adasının ortadan kaldırılmasıyla başlamıştı. Oldukça çok sayıdaki tarihi binanın yıkımına ya da taşınmasına neden olan bu operasyon, "toplumsal, idari ve askeri açıdan son derece önemli olan tarihi bir bölgenin izlerini sergilemekten" çok uzak kalmak, dolayısıyla bölgenin  kültürel potansiyelini değerlendirememekten dolayı eleştirilmiştir. (Ertem - Altunel 2011: 75) Meydanın motorlu taşıt trafiğine uygunlaştırılması için bu koca yapı adasının ortadan kaldırılması da yeterli olmamış, bundan sonraki, bugünkü meydana dahil olan Haraççı ile eski Zulfaris sokakları arasındaki adanın da önemli bir kısmının da kırpılması gerekmiştir. Burada eskiden bulunan, Vakıflar Bankası tarafından kullanılan çeyrek daire biçimli yapının da zamanla ortadan kalkmasıyla Karaköy Meydanı, önünde bir trafo bulunan kesik bir yapı tarafından tanımlanır olmuştur. 1964 yılındaki çalışmalarla ise ve yayaların giderek vahşileşen motorlu taşıt trafiğinin altından geçmesini sağlayan şapkalı geçitler yapılmıştır. Böylece meydanın eksik kaldırımları bir ölçüde tamamlanmış, meydanı bugünkü kültürünü belirleyen yeraltı yaşamı oluşmuştur. Sonuçta çok açık olan Karaköy Meydanı'nın, bütün bu söz konusu büroların bulunduğu dönemdeki kimliğinin bugünküyle karşılaştırılamaz oluşudur. 

1958'de Menderes operasyonları sırasında yıkılmış olan bu adanın Bankalar Caddesi tarafını işgal eden, Nuradungyan'ın kısaltılmışı olarak adlandırılan Nur Han'ın 14 numaralı odasında 1940 yılında, Academie des Beaux Arts de Venise'den mezun olan Aram Bardizbanyan'ın bürosu bulunmaktaydı. Nuradungyan Han 1880'lerde üç parselin birleştirilmesiyle inşa edilmiş olduğu bilinmektedir. (Eldem 2000: 44) Bardizbanyan ile ilgili bilgilerimiz ise şimdilik Kınalıada'daki Sukyas Evi'ni inşa ettiği ile sınırlı. (Kuruyazıcı 2011: 112)

Karaköy meydanının 1940'lardaki kimliğini yansıtan, deniz tarafında Galata Bonmarşesi'nin, diğer ucunda Nur Han'ın bulunduğu, bugün artık bulunmayan yapı adası.

Bir zamanlar Nur Han'ın tam karşısında yer aldığı, Bankalar Caddesi ile Yüksek Kaldırım'ın köşesindeki, Karaköy'ün bir başka simge yapısı, mimar Vasilios Kouremenos tarafından tasarlanmış Minerva Han da, (Kuruyazıcı - Şarlak 2011: 177) 1940 yılında GSA 1936 mezunu Hristo Yordanidis'in adresi olarak yer alır. 1911-13 yılları arasında Atina Bankası tarafından inşa edilmiş, daha sonra Deutsche Bank olarak tanınmış olan han bugün Sabancı Üniversitesi tarafından kullanılmaktadır. Yordanidis'in bu dönemde tümü sigorta şirketleri tarafından kullanılmakta olan Minerva Han'da bir mimarlık bürosu yürütmekten çok, şirketlerden birinde eksper olarak çalışmış olması daha olası görünmekte.

Tramvaylı Kentin Bankalar Caddesi

19. yüzyılın ikinci yarısından başlayarak, bankalar, bankerler, sigorta şirketleri ve avukatların en çok yoğunlaştığı, Cumhuriyet öncesinde Voyvoda Caddesi adını taşıyan Bankalar Caddesi, kuşkusuz mimarlık büroları için de en çekici bölgedir. Aslında İstanbul'da "mimarlık bürosu" kavramının bu caddenin kalbinde yer alan Saint Pierre Han'ında doğduğu ve kente bu noktadan yayıldığı dahi söylenebilir. Bankalar Caddesi'nin kuşkusuz kendine özgü bir kimliği, hatta kent tarihi, ekonomi tarihi ve mimarlık tarihi yaklaşımlarını birleştiren oldukça sıra dışı bir sergiyle de yansıtılmış kendi anlatısı vardır. (Eldem 2000) Karaköy'ün diğer kayıp ve tanımsız yapılarıyla karşılaştırıldığında, Bankalar Caddesi bir bilgi okyanusu gibidir. Bunda belki motorlu taşıt trafiğinin kaçınılmaz tecavüzü sonrası darmadağın olmuş Karaköy Meydanı ile karşılaştırıldığında, neredeyse dokunulmamış oluşunun da etkisi vardır. Ancak belirtilmeli ki, 1950 öncesinde kentin tüm eğlence yerlerinin, açık mekanlar çevresinde toplandığı, en önemli sosyal merkezi olan Tepebaşı'nın, Şişhane yoluyla, yaya ve raylı taşım kullanarak Bankalar Caddesinden kentin limanına ve tarihsel yarımadaya akışını bugün algılamak neredeyse olanaksızdır. Katlı otoparka dönüşmüş bir Tepebaşı bahçesini ve katlı kavşağa dönüşmüş Şişhane'den elektrik malzemeleriyle boğulmuş olarak akan bir caddeyi kanıksamış biz bugünün İstanbulluları için, yüzyıl başının Bankalar Caddesi'ni hayal etmek bile oldukça güç.  

Erken Cumhuriyet döneminin prestijli iş yerlerinin toplandığı Bankalar Caddesi'nin başlarında, no: 3'te yer alan, daha önce Gümüşlü Han adını taşıyan Bozkurt Han dönemin birçok önemli mimarının bürolarının toplandığı bir başka yapıdır. 1880'lerde inşa edilmiş, komşusu Jeneral Han'a oldukça benzeyen, küçük bir han olan Bozkurt Han nedense mimarların fazlaca ilgisini çekmiş bir handır. (Eldem 2000: 58) 1931'de SN 1912 mezunu Torkum (Çubukçuyan) ve yine SN 1914 mezunu olduğu anlaşılan Burhanettin (Tamcı)'dan başka özellikle Moda'da yaptığı birçok yapıyla tanınan Konstantin Pappa'nın bürosu da buradadır. 1919 tarihli Annuaire Oriental'de de aynı adreste bulunduğu belirtildiğine göre Pappa'nın 10 yıldan daha fazla bir süre bu büroyu kullandığı anlaşılmaktadır. (Eldem 2000: 68) Muhtemelen Pappas'tan daha önce, 1901-1904 arasında art nouveau akımının yerel uygulayıcılarından Aram ve Isaac Karakach'ın burada büroları olduğu bilinmektedir. (Kuruyazıcı 2000-4: 76) Oldukça detaylı bilgiye sahip olduğumuz Konstantin Pappa'nın 1868-1931 yılları arasında, yaşadığı, Ecole des Beaux Arts Paris'te eğitim gördüğü, kesin olmamakla birlikte 1907 mezunu olduğu kabul edilmektedir. Moda'da yaşamış ve burada birçok eser vermiş olduğu, Sarıca Ragıp Paşa için birçok önemli yapı gerçekleştirdiği bilinmektedir. (Şenyurt 2012: 197-198) Torkum Çubukçuyan'ın Arkitekt'te yayınlanan biyografisinden Park Otel'in mimarı olduğunu öğrenmekteyiz. (Ark. 1971/3: 142) Ayrıca Hüsnü Tümer ile ortak çalışmaları olan Taksim'deki İstiklal Apartmanı da yayınlanmış tasarımları arasındadır. (Ark. 1932/11-12: 308-310) En çok Ankara AOÇ Tren istasyonu ile tanınan, Sütlüce Mezbahası mimarlarından biri olan Burhanettin Tamcı'nın 1938'de vefat ettiği bilinmektedir. (Ark. 1938/5-6: 178) 1940'ta ise Bozkurt Han'ın 14 nolu odası 1909 mezunu Tahsin Sermet tarafından kullanıldığını öğrenmekteyiz. Ankara Adliyesi, İzmir Milli Kütüphane ve Milli (Elhamra) Sinema gibi 1. Milli dönemin birçok önemli yapısının tasarımcısı olarak tanınan Tahsin Sermet'in Arkitekt'te yayınlanan Sarıyer'deki kendi evi gibi bazı projelerinden modern çizgide eserler vererek faaliyetini sürdürdüğünü öğrenebilmekteyiz. (Ark. 1934/2: 35-37) 

Daha çok Tütün Han adıyla tanınan, bugün IngBank'ın bulunduğu, Bankalar Cad. no: 4'te bulunan, yapıldığı dönemin adıyla Ünyon Han'ın 62 nolu odası ise 1940 yılında SN 1925 mezunu Adil Denktaş ile 1928 mezunu İzzettin Taşören tarafından paylaşılmaktaydı. Ünyon Han, Osmanlı Sigorta sistemi içinde oldukça önemli bir rol oynadığı anlaşılan Fransız Union Sigorta şirketi tarafından 1910'da inşa edilmişti. (Ergüder 2011: 330) Mimarı bilinmeyen bu oldukça görkemli yapının, 1. Milli akımı içinde yorumlanmasında güçlük görülmektedir. (Aktemur - Arslan 2006: ) Karşısında bulunan, bugün İş Bankası Galata Şubesi'ni barındıran dönemin Osmanlı Sigorta binası ile gerek firuze çiniler gibi malzeme ortaklıkları ve biçemsel benzerlikler, gerek de şirketler arasındaki yakınlıklar aynı mimar tarafından tasalandıklarını düşündürmektedir. İş Bankası yapısının mimarı olan Nafylian'ın 1. Milli'den çok, yerel ögelere "orientalist" bir anlayışta yer veren oldukça sadeleştirilmiş, geometrik bir neoklasisit çizgi içinde çalıştığı söylenebilir. Gümüşsuyu'ndaki modernist Tüten Apartmanı ile tanınan klasik eğitimli modernistlerden Denktaş'ın Arkitekt'te yayınlanmış biyografisinden yapıtlarına ilişkin bilgi edinebilmekteyiz. (Ark. 1969/1: 28) Taşören'in de yine Arkitekt'te yayınlanan biyografisinden daha çok müteahhitlik yaptığı ve Denktaş ile büro ortağı olarak çalıştığı sonucuna varabilmekteyiz. (Ark. 1975/4: 187) 

Bankalar Caddesi no: 8'de bulunan, eğrisel konumda, 3 farklı yapının birleşmesiyle oluşmuş oldukça büyük bir yapı olan Bahtiyar Han da birçok mimarlık bürosunu barındırmış görünür. 1903-04 yılları arasında yapılmış olan han Goad haritalarında Bahtiyar & Camondo Han ismiyle yer alır. (Gülenaz 2010: 164) Yapının ilginç özelliklerinden biri de "Varlık Vergisi" sonrası haczedilmiş ve Toprak Mahsulleri'ne geçmiş oluşudur. (Ergüder 2011: 390) 2. kattaki, 22 numaralı caddeye bakan köşe oda 1940'ta Seyfi Arkan tarafından kullanılmıştır. Burası Arkan'ın 30'lu yıllardan başlayarak, hayal kırıklığı yaşadığı savaş yıllarına kadar kullandığı ilk bürosu olarak bilinmektedir. GSA 1934 mezunu olan Berç Zartar'ın da aynı adreste oluşu o yıllarda Arkan ile çalışıyor olduğunu gösteriyor olmalıdır. Arkan'ın dönem arkadaşı olan, daha çok müteahhitlik ile uğraşan, 1950'lerde Kapalıçarşı yenileme işlerini üstlenen (Ark. 1956/1: 23-29) Aziz Börü, yine 1940'ta aynı koridora bakan 25 nolu odada bulunmaktadır. AO kayıtlarına göre, 1908-21 yılları arasında, Bahtiyar Han'ın 13-17 numaralı odalarında dönemin önemli isimlerinden Edhem Bey ve (Mikael) Nouridjan'ın bulundukları  öğrenilmektedir. (Kuruyazıcı 1999-2: 43) Osman Hamdi Bey'in oğlu olan mimar Edhem bey ile ortak olarak çalışan Nouridjan, yine Bankalar Caddesi'ndeki Şark Han ve Tünel'in üstündeki Metro Han'ın tasarımcısı olarak tanınır. (Kuruyazıcı 2010: 148) Aram ve Isaac Karakach'ın 1912'de, (Kuruyazıcı 2000-4: 76) 1914 yılında, Guilliaume Kaul adlı bir başka mimarın adreslerinin bulunmasından (Eldem 2000: 246) Bahtiyar Han'ın önceki dönemlerde de mimarlık bürolarının toplandığı bir odak olduğu sonucuna varılabilir. AO kayıtlarında, 1921'de ise mühendis mimarlar A. Saadeddin ve Ortakları, Michel Boyadjoglou ve Sprowson & Son mimarlık bürolarına rastlanmaktadır. (Kuruyazıcı 1999-2: 44-45)

Giulio Mongeri'nin eklektik tasarımlarından olan, Bankalar Cad. no: 9'da bulunan Assicurazioni Generali Han'ın 1909'de hana adını veren İtalyan Sigorta Şirketi tarafından yaptırılmıştır. (Gülenaz 2010: 176) Mongeri'nin kendisinin de bürosunu belli bir dönem bu yapıya taşıdığı anlaşılmaktadır. 1911-12 yılları AO kayıtlarında Guilio Mongeri'nin mühendis Eduard De Nari ve Marko Langas ile ortak olarak bu yapıda bulunduğu, 1913'te Langas yerine Marko Baruch'un ortaklığa katıldığı öğrenilmektedir. (Kuruyazıcı 1999-2: 44) Ayrıca 1914 Annuaire Oriental'ında hanın 85 numarasında mimar Ettore Battiti'ye rastlamaktayız. (Eldem 2000: 92) 

Yine Bankalar Caddesi'ne dik sokaklardan, Tünel çıkışının bulunduğu Billur Sokak no: 4'te bulunan,  Arı Han olarak da adlandırılan Billur Han'ın 3. katındaki 11 nolu odası ise 1940'ta SN 1928 mezunu Samih Akkaynak'ın bürosu bulunmaktaydı. Oldukça dikkat çekici eklektik bir yapı olan Billur Han, bugün bir otele dönüştürülmüş durumda, Hotel La Bella adını taşımaktadır. İstanbul Belediye Mimarı olarak çalışırken Mimar dergisinin ilk yıl kadrosunda bulunan, daha sonra Ankara'da, tümü Arkitekt'te yayınlanmış, Koç Hanı, Cihan Palas, Ankara Ticaret Odası gibi birçok yapı gerçekleştiren, daha sonra İstanbul'da Endüstri yapılarına yoğunlaşan Samih Akkaynak'ın çalışmaları hakkında yine Arkitekt'te yayınlanan biyografisinden bilgi edinebilmekteyiz. (Ark. 1971/4: 184) 

Bankalar Caddesi'nin bugünkü gabarisini belirleyen yapılardan bir önceki kuşak yapılardan sayılan, 1903-04 yıllarında inşa edilmiş Voyvoda Han'da da 1919 Annuaire Oriental'inde iki mimar ismine rastlanabilmektedir. (Eldem 2000: 112) 1919'da, bugün Bankalar Cad. no: 19'da bulunan Voyvoda Han'ın 2. katında bulunan 9 no'lu odasında Sureya - Boyazoglou ortaklığı, 10 no'lu odasında ise Kazandjiyan - (Levon) Nafylian ortaklığı faaliyet göstermişti. (Eldem 2000: 115) 1877-1937 yılları arasında yaşadığını öğrendiğimiz, 1905'te Ecole des beaux Arts Paris'ten mezun olan Levon Nafylian'ın (ya da Nafilyan) Bankalar Caddesi'ndeki İş Bankası Binası, Bahçekapı'daki Agopyan Han ve Karaköy rıhtımında Hovagimyan Han gibi 1. Milli akımı ile ilişkilendirilen çok dikkat çekici yapılarının tasarımcısı olduğu, daha sonra da Mısır'a yerleşerek burada faaliyetini sürdürdüğü bilinmekte. (Toraman 2010: 89)


Atlı tramvay dönemini yansıtan bir kartpostalda Voyvoya Han ve bitişiğindeki Agopyan Han.


Voyvoda Han'ın hemen bitişiğinde, bugün Akbank binası olarak kullanılan, Bankalar Caddesi no: 21'deki Agopyan Han'ın 5 no'lu odasını ise, 1940'ta SN 1911 mezunu Evangel (Vangel) Ranos ile SN 1929 mezunu İstepan Aratan ortak olarak kullanmaktaydılar. 1890'larda sonradan Deutsche Orientbank'ın kullandığı ilk iki katı inşa edilen yapıya 1904'te iki kat daha eklenmişti. (Eldem 2000. 120) Müteahhitlik yaptığını düşündüğümüz Evangel Ranos'un AO'de, 1920-21'de Sirkeci Ufak Han'da Mehmet Nail ile ortak olarak adresine rastlanmakta. (Kuruyazıcı 1999-2: 43) Ranos'un çalışmaları hakkında, "Pera'daki birçok apatmanın onun eseri olduğu" (Bozis 2011: 122) dışında bir bilgimiz bulunmazken, genç ortağı Aratan'ı özellikle kasaba ve köylerdeki sayısız küçük caminin tasarımcısı olarak tanımaktayız. İstepan Aratan'ın Arkitekt'te yayınlanmış olan Şişli'deki İlbay Apartmanı, dergide gayrımüslim mimarların da modern çizgideki yapıtlarına önyargısız yer verildiğinin kanıtlarından biridir. (Ark. 1951/1: 13-14) 

Bankalar Cad. no: 18'deki, 1940'ta Danüb Sigorta Hanı adını taşıyan, 1900 yılı civarında inşa edilmiş, eski İnayet Han ya da bugünkü adıyla Vefai Han'ın 3. katındaki 24 numarası GSA 1936 mezunu Harutyun Sarafyan'ın adresi olarak belirtilmiştir. Müteahhit olarak oldukça tanınmış olan SN 1896 mezunu Avedis Sarafyan ile soyadı benzerliği müteahhitlik pratiğinin sürdüğünü akla getirse de, buradaki bir sigorta şirketinde eksper olarak çalışma olasılığı da değerlendirilebilir. Şevki Balmumcu tarafından yazılan Adamantidis biyografisinde, önceki jenerasyon mimarlar arasında önemli sayılan, müteahhitlik ağırlıklı çalıştığı sanılan Avedis Sarafyan'ın AO kayıtlarında 1904-1914 arasında Sirkeci'deki hanlarda adresine rastlanmakta, 1921'de Karaköy'deki Büyük Tünel Hanı'na geçtiği anlaşılmaktadır. (Kuruyazıcı 1999-2: 42) Hrant Kazandjian ve (Levon) Nafylian 1909-10'daki ilk kayıtları da bu handadır. (Kuruyazıcı 1999-2: 42) 

Bugün Ankara Sigorta Binası olarak bilinen, 1906-07 yılları ararsında inşa edilmiş, Bankalar Caddesi no: 22'deki Adalet Han'ın 1931'de 7 numarasında, 1940'ta ise 16 numarasında SN 1906 mezunu Vahram Krizep bulunmaktaydı. AO kayıtlarında, ilk kez 1921'de Aram Antranik ile ortak olarak Perşembe Pazarı Caddesindeki Gülzade Hanı'nda adresine rastlanan Krizep'in, bu yıllarda burada istikrarlı bir müteahhitlik faaliyeti sürdürdüğünü düşünebilmekteyiz. (Kuruyazıcı 1999-2: 43) 1931'de Bozkurt Han'da görülen Burhanettin Tamcı da 1926-28 yıllarında bu adreste olduğu anlaşılmakta. (Kuruyazıcı 1999-2: 42)

Bugün Eski Banka Sokak no:5'te bulunan, 1771'de inşa edilmiş Saint Pierre Hanı, Galata bölgesindeki hanların en eski ve en özgünlerinden olmasına karşın, yerinde bulunan, meşhur şair Andre Chenier'nin doğduğu, Fransız tüccarlara ait ahşap lojmanın gölgesinde kalmış görünmektedir. (Akın 1998: 224) Oysa Osmanlı Bankasının kurulması gibi çok önemli ekonomik bir olaya tanık olan, 19. yüzyıl sonunda oldukça bakımsız ve konforsuz bir görünümde olan yapı aynı zamanda İstanbul'un ilk mimarlık bürolarını da barındırmıştır. (Eldem 2000: 23, 27-28) Kuruyazıcı, "Galata'nın Unutulmuş Mimarları" başlıklı söyleşisinde handaki mimarlık bürolarının çokluğuna değinir:

"1931'e kadar hanın kiracıları arasından mimarlar da eksik olmadı. Hele 1914, 1920 ve 1921'de bu konuda rekor kırıldı, o yıllarda handa tam sekiz mimar büro açmıştı. Handa bürosu olan ve yukarıda adı edilen mimarlar arasında Marco G. Langas, Giulio Mongeri, Emilio Faracci sayılabilir. Burada en uzun süre kalanlardan biri de (1913'ten 1931'e kadar) Alexandre D. Yenidünya idi. Alexandre Vallauri de 1920-21 arasında handa bürosu olan bir başka ünlü mimardı. Üstelik 1921’de öldüğüne göre burası onun son bürosu olmuştu. Oda oda kiraya verilmeye başlamasından sonra St. Pierre Hanı'nda 37 yılda 23 mimar büro açmıştı." (Kuruyazıcı 2008)

1931 tarihli listede Saint Pierre Han'da her hangi bir mimarlık bürosu kalmamış olması ilginçtir. 1931 listesinde Feneryolu, Bağdat Caddesi no: 158'deki olasılıkla ev adresi bulunan, İstanbul'un en özgün art-nouveau uygulayıcılarından Aleksandros Yenidünya'nın (önceleri Neokosmos) ise bu yıllarda, Yunanistan'a gitmek üzere İstanbul'u terk ettiği bilinmektedir. Annuaire Oriental kayıtlarının en eskisi 1899'daki Pierre Osghian ve Hovsep Aznavur ortaklığıdır. 1904'te Guilio Mongeri ile mühendis Eduoard De Nari ortaklığı, 1909'a kadar Marko Langas, A. N. Perpignani'nin katılımıyla daha geniş bir ortaklık olarak sürer. 1908'de Jean Balatti ve Antoine Ananian, 1911-14 arasında Hovsep Aznavur, 1914'te Aleksandros Novokosmos ile Emile Faracci, 1920'de Marko Langas, Perikles Fotiadis, Demosthenes Paraskevas, Konstantin Pavlidis adları kaydedilmiştir. 1920'de Mongeri'nin Aleksandre Vallauri ile ortak çalıştığı belirtilmiştir. (Kuruyazıcı 1999-2: 42-44)

Bankalar Caddesi'nden haliç'e doğru inen Zincirli Han Sokak ile numarasını aldığı Yeni Cami Çeşme Sokak köşesinde, no: 8'de bulunan, 1912'de yapılmış olan Roman Han'ın 3. kattaki 11 numaralı odasının ise (Sarkis) Taşçıyan'ın 1931'deki bürosu olması gerektiğini düşünmekteyiz. 1931 listesinde "Roma Han" olarak belirtilen adreste, Galata çevresinde bu adla bir Han bulunmadığından, bir harf hatası olma olasılığı çok yüksektir. Hanın 11 numarasında, bir zamanlar Taşçıyan'a ait olduğunu düşündüğümüz büro bugün oldukça özgün koşullarda bir mali müşavirlik bürosu olarak kullanılmayı sürdürüyor. Taşçıyan, yıllar boyunca Arkitekt'in ve dolayısıyla Zeki Sayar'ın bürosunun bulunduğu Eminönü'ndeki Anadolu Han'ın mimarı olarak bilinmekte. (Kuruyazıcı 2010: 152) 

Farklı Sokaklar, Farklı Odaklar

Eskiden Tersane Caddesi Kemer Sokak 2 numarada bulunan, daha sonra Billur Sokağı karşılayan bu çok kısa sokağın iptal edilmesiyle Kürekçiler Kapısı Sokak no: 12 olarak adreslenen Karakaşoğlu Han'ın 8-9 numaralı odaları 1940'de SN 1926 mezunu Muzaffer Pulur tarafından kullanılmıştır. Muzaffer Pulur'un Arkitekt'te yayınlanan kısa vefat haberinden uzun süren bir serbest mimarlık faaliyeti olmadığı, bir dönem Beyoğlu Belediyesi Fen İşleri müdürlüğü yaptığı öğrenilmektedir. (Ark. 1969/4: 139)

Yine 1931'de, Karaköy meydanını rıhtıma bağlayan Gümrük Sokak üstünde, no:16'daki Mader (Maater) Han'da ise SN 1921 mezunlarından Hrant Karyolacıyan'ın bürosu bulunmaktaydı. Yapılarıyla ilgili bir bilgi bulunmayan Karyolacıyan'ın ağırlıklı olarak müteahhitlik yaptığı düşünülebilir. 

Galata adresleri arasında bütün bu hanlara biraz uzak bir noktada bulunan, Lüleci Hendek Caddesi no: 54'teki aslında apartman olmasına karşın nedense Aslan Han adını taşımış olan yapının, 1940'ta 8 no'lu bölümü SN 1912 mezunu Arif Şaylan ve 1931'de Maater Han'da rastladığımız, 1921 mezunu Hrant Karyolacı tarafından ortak olarak adres gösterilen yapı olduğunu düşünmekteyiz. Daha sonraki yıllarda da işyeri kullanımları olduğunu öğrendiğimiz yapının, bu bölgede konut müteahhitliği yapan ortaklar tarafından büro olarak kullanılması olası görünmekte. Yapı bugün konut olarak yenilenmiş ve NOA tabelası bulunmakta.
Konut bölgelerinde gösterilen mimar adresleri, çoğunlukla müteahhitlik ağırlıklı faaliyet gösteren Ermeni mimarlar için oldukça tipik bir durum olarak gözükmekte. 1931 adresleri arasında Ermeni isimlerinin, 5'i Pangaltı, biri Osmanbey, biri de Şişli'de olmak üzere yeni yapılaşmakta olan bu bölgelerde yoğunlaşmış oluşları, faaliyetlerinin bu bölgelerde yoğunlaşmış olduklarını gösteriyor olmalı.

Birkaç mimarın bir arada çalıştığı bürolardan biri de, Karaköy'de olup, Bankalar Caddesi odağına görece uzak bir konumda olan Kemankeş Mustafa Paşa Caddesi (Rıhtım Caddesi) no: 51'de bulunan Hüdavendigar Han'daydı. Ünlü Fransız Geçidi'ne komşu olan, bugün Global Yatırım Holding'i barındıran görkemli bir yapı olan Hüdavendigar Han'ın kimliğinden Suat Nirven haritaları aracılığıyla bilgi edinebilmekteyiz. (Ersoy - Anadol 2000: 284) Yapının parseli 1905 tarihli Goad haritasında boş olarak gözükmektedir ve adı belirtilmemiştir. 1931'de hanın 61 numaralı odasında, SN 1913 mezunu Sırrı Bilen ve 1920 mezunu Muzaffer Tolun bu adreste bulunmaktaydılar. Adresin de verildiği Mimar dergisinin ilk yılında en çok projesi yayınlanan, daha çok Aksaray'daki Valide mektebi ile tanınan Sırrı Bilen (Sırrı Arif), klasik bir eğitim görmesine karşın modern çizgide eserler veren, "İstanbul'un ilk kübik binası"nı gerçekleştiren öncü mimarlar arasındaydı. (Mimar 1931/1: 5-10) Muzaffer Tolun'un adı yayınlanan projeler arasında geçmediği, Arkitekt'te yayınlanan kısa vefat haberinde başka detay da bulunmadığı için, Bilen'in büro ortağı olduğu da düşünülebilir. (Ark. 1943/5-6: 141) 1931'de aynı adreste olan, yine Mimar dergisinde Macaroğlu Sami adıyla birçok yazı yayınlayan, SN 1928 mezunlarından Sami Arsev'in de büronun genç bir ortağı, ya da çalışanı olduğunu düşünmek olasıdır. Arsev'in 32'den başlayarak, en ilginci Mühendis Livas ile birlikte tasarladığı Gümüşsuyu'ndaki Bosfor Apartmanı olmak üzere, Mimar dergisinde yayınlanmış yapıları bulunmaktadır. (Mimar 1932/10: 277-281) Arsev, aynı zamanda sonradan Desiyab Binası adını alan ilk Etibank yapısının tasarımcısı olarak da tanınır. 1940 listesinde Sırrı Bilen ve Muzaffer Tolun'un aynı adreste oluşlarından bu büronun oldukça istikrarlı bürolardan biri olduğu düşünülebilir.  

GSA 1934 mezunu Tahir Tuğ ile GSA 1935 mezunu Neşet Akatay'ın 1940'ta, kat 3'teki 16-17 nolu odalar (Akatay'ın yalnız 17) olarak belirttikleri ortak adresleri bulunan Çanakçılı Han'ın konumunu güncel bilgiler ile bulamadık. Tahir Tuğ'un Arkitekt'te yayınlanmış olan, 1935'te tasarladığı Antalya ve Sivas'taki Tekel Müdürlüğü yapıları (Ark. 1935/9: 245-246, 262,263) İstanbul'da süreklilik sağlayan bir büro faaliyeti olma olasılığını pek desteklememektedir. Arkitekt'in yayın faaliyetine gönüllü desteği ile söz edilen, bir dönem derginin Ankara temsilciliğini yürüten Neşet Akatay'ın, vefatı sırasında yayınlanan kısa biyografisinden, çoğunlukla kontrol mimarı olarak çalıştığı ve İş Bankası İstanbul Şubesi İnşaat ve Emlak müdür yardımcılığından emekli olduğu öğrenilmektedir. (Ark. 1975/1: 30)
TYMB katalogunda ehliyetnameyi haiz olarak belirtilen, 1948'de Arkitekt'te kısa vefat haberi yayınlanan (Arkitekt 48/9-12, s. 267) Hristo Eftimiades'in, 1940'ta 11 no'sunu adres olarak belirttiği Hıdıroğlu Han'a da aynı şekilde güncel kaynaklarda rastlayamadık. Bu yapıların Tersane Caddesi'nin Haliç tarafındaki, bugün var olmayan yapılardan olma olasılığı üstünde durmaktayız.

Mimarlık Bürolarının Genel Nitelikleri
Bu mimarlık bürolarının bazıları bir buluşma yerinden öteye gitmeyen, bazıları ise 1950'lerin kurumsallaşmış mimarlık bürolarındaki gibi olmasa da, belirli bir tasarım ve çizim faaliyetine sahne olan mekanlar olmalıdırlar. Behçet Ünsal, Arkitekt'in 50. yılını duyurduğu yazısında bu bürolardan belki biraz sıra dışı birini oldukça detaylı olarak betimlemektedir:

"1925 kuşağından inançlı ve sayıları iki elin parmaklarından az, birkaç genç mimar bir arkadaşlarının yazıhanesinde buluşup söyleşiyorlardı. Burası Abidin'in mimari bürosu idi (o zamanlar yazıhane denirdi). Belki de, bu ilk Türk mimarlık bürosu idi ve Yeni Postane'nin arkasındaki bir iş hanının iki odasına yerleşmişlerdi. Orada işten çok, fikir alışverişi yaparlardı." (Ark. 1980/1: 3)

Bugünkü ya da "modern çağ"ın mimarlık bürolarıyla karşılaştırıldığında, belki çok profesyonel bulmayacağımız bu bürolarda kuşkusuz çizim önemli bir işlev olmalıdır. Çoğunlukla tek pencereli tek mekandan oluşan, bazen de bunların birkaçının yan yana gelmesiyle oluşan, pek prestijli diyemeyeceğimiz bu bürolarda, yapıların çizimlerinin hazırlanması, ölçüm ve hesapların yapılması ve bu tarz evrakların saklaması işlerinin ağırlıklı olması düşünülmelidir. Özellikle daha büyük ölçekli müteahhitlik faaliyetleri söz konusu olduğunda ise, resmi bir adres ve mali belgelerin saklanması gerekliliği büroların varoluşunu açıklayabilecek bir başka boyut olmalıdır.

Cumhuriyet öncesinde Vallauri ve Mongeri gibi aynı zamanda eğitici olan mimarların bürolarında öğrencilerin çalıştığına dair çeşitli tanıklıklar bulunabilmektedir. Bu tür çoğunlukla kısa süreli çalışma anlayışının profesyonel boyutu kuşkuludur.  Öte yandan, adres listelerinde farklı kuşaklardan mimarların aynı adreste bulunmaları oldukça yaygın görünmektedir. Bu ilişkilerin kimi zaman ortaklık, kimi zaman da ücretli çalışma biçiminde açıklanabilmesi mümkündür. Genç mimarların ya da öğrencilerin ücretli çalışmaları, 30'lardaki Seyfi Arkan bürosu gibi biraz sıra dışı örneklere daha uygun görünür. Bu konulara anılarda nedense fazla rastlanmaz. Genç ortakların isimlerine de, proje yayınlarında hemen hemen hiç rastlanmaz. 
İlk mimarlık bürolarının ilginç bir özelliği de Karaköy'de toplanmış olmalarıdır. 1931 listesi incelendiğinde, Karaköy adresi dışındaki tek istisnanın Eminönü Bincebbare Han'daki, yukarıda anlatılan Abidin Mortaş, Faruk Çeçen ve Cemil Finci'nin "Türk" mimarlık bürosu olduğu görülecektir. Kurumsal adresler hariç tutulursa, bunun dışındaki ev adresleri arasında Pangaltı gibi, bürosuz çalışan yap-satçı müteahhit mimarların yoğunlaştığı adresler belirlenebilir. Daha önceki yıllarda ise, Avedis Sarafyan örneğindeki gibi, Sirkeci adresli müteahhitlik bürolarına da rastlanabilmektedir.

Daha sonra Abidin Mortaş ve Zeki Sayar yine Eminönü'ndeki Anadolu Han'da bu yaklaşımı, bu kez 40'ların istisnası olarak, aynı zamanda Arkitekt dergisi bürosu olan ortak bürolarında sürdürürler. Karaköy'de olmak, özellikle 30'ların başında yapı sektörünü elinde tutan "batılı" lobinin bir parçası olmak anlamına gelmelidir. Bu anlamda Sırrı Bilen ve arkadaşlarının bir nevi "Türk" bürolarının merkeze uzak konumu da anlam kazanabilir. 1940'larda inşaat faaliyetinin azalması, mimarların daha çok kamu sektörüne, ücretli tasarımcılar olarak geçişini açıklayabilecek bir süreç olarak görünür. 1950'lerden sonra ise kentsel mekan olarak bütünlüğünü kaybetmiş Karaköy merkezinin, müteahhitler için değilse de, mimarlık büroları için çekiciliğinin azaldığını düşünmek zor değildir. Giderek daha kurumsallaşan mimarlar için Karaköy de artık daha çok nostalji anlamını taşımaya başlayacaktır.


1931 ve 1940'ta mimarlık bürolarının bulunduğu hanlar. İBB Şehir Rehberi haritası üzerinde, 1940'ların Suat Nirven haritalarındaki adalar, 1958'te yıkımlarını göstermek üzere, kesik çizgiyle belirtilmiştir. (grafik uygulama: Şebnem Kayhan)



































Kısaltmalar:
AO: Annuaire Oriental
Ark.: Arkitekt
GSA: Güzel Sanatlar Akademisi
SN: Sanayi-i Nefise Mektebi
TYMB: Türk Yüksek Mimarlar Birliği

Kaynakça
Türk Yüksek Mimarlar Birliği Azaları ve Yüksek Mimarlık Mesleği ile Alakadar Mevzuat, (1940) İstanbul.
Akın, N., (1998) 19. Yüzyılın İkinci Yarısında Galata ve Pera, Literatür.
Aktemur, A. M. ve Arslan, M. (2006) "I. Ulusal Mimarlık Akımı ve İstanbul-Karaköy'deki Örnekleri", Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Dergisi, Sayı 16: 1-32.
Boysan, A. (2004) "Adnan Menderes Belediyeciliği İmar Hareketi Uygulama ve Sonuçları", Mimar.ist 13, 2004/3, s. 25-31.
Boysan A. ve B. (2012) İki Nesil Bir Şehir, Doğan Kitap.
Bozis, S. (2011) İstanbullu Rumlar, İstanbul Bilgi Üniversitesi.
Ceco, S. (2010) İstanbul'un 100 hanı, İBB Kültür A. Ş.
Ceyhan, M. (2006) İstanbul'da Tarihi Çevre Koruma ve Basın: Cumhuriyet Gazetesi üzerinden Bir Deneme, Basılmamış İTÜ Yüksek Lisans Tezi.
Cezar, M. (1991) XIX: Yüzyıl Beyoğlusu, Akbank yay.
Çetintaş, S. (2011) İstanbul ve Mimari Yazıları, Türk Tarih Kurumu.
Eldem, E. ed. (2000) Bankalar Caddesi: Osmanlı'dan Günümüze Voyvoda Caddesi, Osmanlı Bankası.
Ergüder, Başak (2011) Galata Hanları (1868-1945) Paranın Serüveni, Sosyal Araştırmalar Vakfı.
Ersoy, S. ve Anadol, Ç. ed. (2000) Jacques Pervititch Sigorta Haritalarında İstanbul, AXA Oyak.
Ertem, B. ve Altunel, M. C. (2011) "İstanbul İmarındaki Tarihi Eser Kaybının Tarih ve Turizm Açısından İncelenmesi: Karaköy - Kabataş Bölgesi" ODÜ SBE Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, Cilt 2, Sayı 4. http://sobiad.odu.edu.tr/cilt2/cilt2sayi4pdf/ertembaris_mustafacevdetaltunel.pdf
Gülenaz, Nursel (2010) Batılılaşma Dönemi İstanbul'unda Hanlar ve Pasajlar, İstanbul Ticaret Odası.
Güler, Ç. G. (2004) Beyoğlu Hanları ve Şehirleşme ile Toplumsal Hayata Katkıları, 1855-1908, MSGSÜ Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.
Kuban, D. (1994) "Menderes ve İstanbul", Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Cilt 5, 389-392, Kültür Bak. ve Tarih Vakfı.
Kuruyazıcı, H. (1999-2000) “İstanbul’un Unutulmuş Mimarları -1, -2, -3, -4”, İstanbul 28: 68-73; 29: 41-45; 30: 52-54, 34: 73-76.
Kuruyazıcı, H. (2008) "İstanbul'un Unutulmuş Mimarları", http://www.obarsiv.com/vct_0506_hasan_kuruyazici.html#sb
Kuruyazıcı, H. ed. (2010) Batılılaşan İstanbul'un Ermeni Mimarları, Hrant Dink Vakfı.
Kuruyazıcı, Hasan (2011) Adalar, Binalar, Mimarlar, Adalı Yay.
Kuruyazıcı, H., Şarlak, E. (2011) Batılılaşan İstanbul'un Rum Mimarları, Zoğrafyon Lisesi Mezunları Derneği.
Şenyurt, O. (2012) İstanbul Rum Cemaatinin Osmanlı Mimarisindeki Temsiliyeti, Doğu Kitabevi.
Toraman, İ. (2010) İstanbul'un 100 Mimarı, İBB Kültür A. Ş.

 http://www.mimarist.org/.../2743-mimar-ist-kis-2012.html s. 77-91.



On the Trail of  the First Architectural Offices: Karaköy, Business District of Early Republican Istanbul

Following the construction of the new quay and customs area, Karaköy rapidly became the core business district of Istanbul, where the first architectural offices started to appear nearby their major customers. The development of the first architectural practices of the city seems to be parallel to the rapid growth of the new high density European quarters of the Beyoğlu area. This article surveys the locations of the adresses of the offices from two lists of 1931 and 1940, prepared by contemporary architectural associations, evaluating the transformations in the district, especially after the Menderes operations of the late 50's. These offices mostly in single spaces, quite far from being prestigious, seems to have served mainly for drafting and other paper works. Some of them probably served as contracting offices. Apart from institutional adresses, Karaköy seems almost to be the only location for professional architectural offices, with a few exceptions in the tradition Ottoman commercial area Eminönü on the other side of the Golden Horn. Karaköy seemed to be the center of the building activity dominated by the European "Levantine" architects and builders, including the non muslim Greek and Armenian professionals. After the 50's architectural offices seems to have moved to upper courters around Taksim, following the apparent destruction of the dense Karaköy Square and the parallel transformation in the economical scene.

9 yorum:

  1. Harika bir çalışma olmuş..Elinize sağlık..

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler... Bu arada Mimarlar Odası eski genel başkanlarından Bora beyden de ilginç bir katkı geldi. Onu da teşekkürlerimizle burada paylaşıyorum. Çalışmamız 1940 tarihli TYMB adres listesiyle sınırlıydı. Oysa elbette 1940 sonrası da Karaköy'de büro faaliyeti olan mimarlar olduğunu biliyoruz. Aydın Boysan gibi örneğin. Bu tür kişisel bilgiler çok değerli. Katkılarınızı bekleriz.

    Bora Akçay: 4/23, 4:10pm Sevgili Zafer kardeş; karaköy bölgesine ilişkin çalışmayı dikkatle okudum ve bu güzel emeğe şükran duydum. Tesadüfen ilgilendiğim bir bölge olduğundan hemen arşivime de aldım eğer iznin varsa. Bu arada hangi nedenle içeriğe alınmadığını değerlendiremediğim bir yapıyı anımsatmakta yarar görüyorum. Ziraat Bankası (Başak Sigorta) yapısının sağ arkasında "dar sokaktan girişli" ÖMER ABED HAN çalışmada yer almamış. Oysa bu yapının yarı sahibi de MİMAR. Bu Han Vallauri yapımı olup sahibi de önce Berkeley'de Erich Mendelsohn atölyesinden mezun olup daha sonra Ecole Beaux Arts des Paris'i (Cenevre) bitiren mimar KAYA TECİMEN idi. Kendisi 2011'de aramızdan ayrılıncaya kadar bu yapıda mimarlığını sürdürmüştür. Yapı koruma kurulunda VALLAURI yapısı olarak tescillidir. Kaya beyin eski sohbetlerinde bu yapıda mimarlık yapan bazı levanten kökenli mimarları çocukluğundan anımsadığını söylediğine tanık olmuştum. Kaya Tecimen çok fazla ürün veren bir mimar olmamışsa da İstiklal Caddesinde ODAKULE ve GALATASARAY İşhanı belli başlı yapıtlarındandır. Ömer Abed hanın 1/50 ölçekli röleveleri arşivimde mevcut olup akademik amaçlı çalışmalarda değerlendirmeye her zaman sunabilirim. Emeğiniz için tekrar teşekkürlerimle iyilikler diliyorum. Bora AKÇAY - Y. Mimar (G.S.A.)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar, Ömer Abed Han hakkında bir araştırma yapmaktayım. Bora Akçay' a rölöveler için nasıl ulaşabileceğim biliyor musunuz?

      Sil
    2. Merhabalar...
      Bora beye Messenger yoluyla ulaşabilirsiniz. Sorun yaşarsanız yardımcı olmaya çalışırım.
      https://www.facebook.com/profile.php?id=719253987
      Başarılar...
      Z.

      Sil
    3. Verdiğiniz link yoluyla geçen hafta Bora Bey'e mesaj attım fakat sanırım kendisi Messenger'ı kullanmayı bırakmış, ne yazık ki bir cevap alamadım kendisinden. Ona ulaşabileceğim başka bir yol bulunmakta mıdır acaba? Çok teşekkür ederim şimdiden.

      Sil
  3. zafer, çok yararlandım.teşekkür ederim..

    YanıtlaSil
  4. tabii ahmet ardıçoğluna da teşekkür ederim..

    YanıtlaSil
  5. Merhaba,öncelikle çalışmanıza Harutyun Sarafyan'ı araştırırken şans eseri denk geldim.Çok güzel bir çalışma olmuş elinize sağlık..Ben yüksek lisans öğrencisiyim Sarafyan'ı araştırıyorum ama çok fazla bilgiye bulaşamadım..Acaba bu çalışmanızda yer vermediğiniz detay bilgiler mevcut mu sizde Sarafyan'la ilgili? Yardımcı olabilirseniz çok memnun olurum.Şimdiden teşekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, Harutyun Sarafyan'ı bu çalışmanın devamı niteliğinde olan Beyoğlu'ndan Pangaltı'ya İstanbul'un Kayıp Mimarları başlıklı sunumunda ele almıştım. Bu bölüm henüz yayınlanmadı. Hazırlık aşamasında. Kendisinin mimar Osef Sarafoğlu'nun babası olduğu yolunda bir bilgi edinmiştim. Ancak yazışma başarılı olmadı. E-mail bakmıyor olabilir deniyor. Michigan'da yaşadığı söylenmişti. Adresi bulunan yapı da restorasyon aşamasında. Bu konuda restorasyonu yürüten firmadan bilgi alınabilir. Yapının güncel konumu: Harbiye Süleyman Nazif sokak ile Bahtiyar sokak köşesi.

      Sil